AKPM Türk Grubu Başkanı Memecan: Muhalefet, raportörleri kışkırtıyor

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Grubu Başkanı AK Parti Sivas Milletvekili Nursuna Memecan, ‘argümanlarımız dışarıda da destek buluyor’ diyebilmek için iç muhalefetin yurt dışına taşınmasına sitem etti. Avrupa’da Basın Özgürlüğünün Durumu Raporu’nu örnek gösteren Memecan, söz konusu çalışmanın gerçekleri yansıtmadığını, kulaktan dolma bilgilerle Türkiye’nin haksız yere suçlandığını söyledi. Muhalefetin konuyla ilgili tutumunu yadırgadığını kaydeden Memecan, "Muhalefet partisi milletvekilleri, raportörü kışkırtacak derecede diyeyim neredeyse, bunları daha çok yazmasına daha çok öne çıkarmasına çalışıyor." dedi.

AKPM Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Sivas Milletvekili Nursuna Memecan, Cihan Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada aynı hafta içerisinde Avrupa’nın farklı yerlerinden, Türkiye ile ilgili iki farklı görüşün seslendirildiğine dikkat çekti. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Kış Oturumu’ndaki izlenimlerini paylaşan Memecan, "Oradaki milletvekillerinin bir kısmının bakışında, Türkiye’yi hala anlamadıklarını, 10 yıllık gelişmeyi izleyemediklerini görebiliyoruz. Eski Türkiye’de eleştirdikleri konuları dile getiriyorlar. Aynı hafta içerisinde Davos’ta da toplantı vardı. Orada da tam tersine Türkiye’deki gelişmeyi çok iyi okuduklarını, Türkiye’deki gelişmeyi takdir ettiklerini, örnek gösterdiklerini görüyoruz.” dedi. Bu durumun nedenini sorguladığını aktaran Memecan, "Davos’takiler somut bilgilere dayalı gözlemler yapıyorlar, öbür tarafta ödevini çok iyi yapmamış olanlar var." diye konuştu.

Herhangi bir parlamenterin iki sene önce dergide okuduğu bir yazıyı gerçekmiş gibi aktarabildiğine dikkat çeken Memecan, "Hem okuduğunu yanlış anlıyor hem de rahatlıkla söyleyebiliyor. İstanbul’da göçmenlerin toplu mezarı var, diyor. Olayı araştırdık, bir çıktı ki İstanbul değil Yunanistan; toplu mezar değil, göçmenler için yapılmış bir mezarlık. Önyargılar da oluyor." dedi.

"DUYDUKLARI VE GAZETE HABERLERİ İLE RAPOR YAZILMIŞ"

Tartışılan Avrupa’da Basın Özgürlüğünün Durumu raporuna da değinen Memecan, şöyle devam etti: "Bu başlık altında yazılacak ve tartışılacak çok konu var. Medya sahipliği, gizli medya sahipliği, bunun gazetecilerin çalışmasına etkisi, ifade özgürlüğü ile kişisel haklar- terör propagandası arasındaki ince çizgi, gelişen teknolojik ortamda gazetecilerin iş yapma şartları, işten çıkartılanlar, yeni iş alanları gibi bir sürü konu varken; birkaç tane ülke seçilip tutuklu gazeteciler gibi konular… Tabi ki gazetecilerin tutuklu olması da çok önemli bir konu ama bir kere bunu çok iyi anlamamış bu raportör, iyi incelememiş. Defalarca kendisine de ulaşmaya çalıştık. Bize bütün kapıları kapattı. Türkiye’ye gel incelemeni bizzat burada yap, dedik. Türkiye’ye de gelmedi. Oradan buradan duyduğu, okuduğu gazete haberlerinden derleyip toparlayıp hiç anlamadan böyle bir rapor yazmış, rapora şiddetle karşı çıktık."

"HERHALDE İLE RAPOR YAZILIR MI?"

Raporun söylentiler ve kulaktan duyma bilgiler ile taraflı olarak yazıldığını kaydeden Memecan, "Raporda, 301’den dolayı bir sürü gazeteci hapis, diyor… 301 de yapılan değişiklikle tutuklu sayısında yüzde 97 bir azalma oldu. Bunu nasıl görmeyelim?
İkincisi seçimler sırasında Türkiye’deki medya ortamı özgür ve çeşitli değildi, deniyor. Oysa son derece canlı kanlı,herkesin rahatça konuşabildiği bir medya ortamı vardı. Seçim gözlemi raporunda da bu konuda hiçbir eleştiri yok. Herhalde dünyadaki en çok tutuklu gazeteci Türkiye’de var, demiş. Bunun herhaldesi olur mu? Bununla ilgili de hangi gazetecilerin hangi suçtan tutuklu, hangilerinin hangi suçtan hükümlü olduklarını da eline verdik, bunları da dikkate almadı." dedi.

"MUHALEFET PARTİSİ MİLLETVEKİLLERİ RAPÖRTÖRÜ KIŞKIRTACAK DERECEDE ÇALIŞIYOR"

Türkiye’deki muhalefet milletvekillerinin yurt dışındaki tutumunu da eleştiren Memecan, şunları dile getirdi: "Muhalefet partisi milletvekilleri, raportörü iyice kışkırtacak derecede diyeyim neredeyse, bunları daha çok yazmasına daha çok öne çıkarmasına çalışıyor. Ben de bunun Türkiye’ye büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum. Türkiye sınırları dışında çıktığımda ben burada bir milliyetçi isem orada on milliyetçi oluyorum. Yani neden Türkiye’yi bu şekilde lekeliyor olsun gibi geliyor. Özellikle de haksız olduğu için. Bütün gayretim, Avrupalılara Türkiye’deki değişimi, ilerlemeyi, reformları anlatmak üzerine kuruluyken gidip de olmadık şeyleri varmış gibi gösterip Türkiye’yi bu şekilde eleştirmeleri veya kara listelere konmasını sağlamayı hiç anlamıyorum. Yurt dışına çıktığımızda bütün gayretimiz Türkiye’deki gelişmeyi, fırsatları, Türkiye’nin hem turist için hem de yatırımcı için iyi bir ülke olduğunu anlatmaya çalışmak olmalı. Eleştirilecek şeyleri eleştirelim, doğrusunu da diyelim. Sadece Türkiye eleştirilsin başkaları tarafından diye bir gayret içinde olmamızı çok yadırgıyorum bir Türk olarak."

"YETERKİ TÜRKİYE ELEŞTİRİLSİN GAYRETİ İÇİNDE OLUNUYOR"

İç muhalefetin dışarıya taşındığını söyleyen Memecan, "Olan iyi şeyler söylenmiyor, olmayan şeyler girebiliyor. Olan şeyler abartılıyor. Aman yeter ki Türkiye eleştirilsin, gayreti içinde oluyor, ona da katılamıyorum. İç muhalefet dışarıya taşınmış oluyor. Dışarıda yapılan, bu tür kendi bakış açısından başarılar da, Türkiye’de ‘bakın biz içerideki argümanlarımıza dışarıdan de destek bulduk’ şekline dönüştürülmeye çalışıyor. Ancak bunu yaparken, Türkiye zarar görüyor. Lüzumsuz yere kara listelere giriyor, olmaması gereken yerlerde gözüküyor." dedi.

"MUHALEFET MİLLETVEKİLLERİNİN TUTUMUNU YADIRGIYORUM"

Memecan, Türkiye’ye ağır ithamlar içeren Avrupa’da Basın Özgürlüğünün Durumu raporunun karar metni ve tavsiye kararında CHP ve BDP’li milletvekillerinin olumlu oy kullanmasını ise "Bu da aynı şey. Biz Türkiye’nin bu raporun içerisinde haksız suçlandığını düşündük, ben muhalefet partilerinden de buna destek beklerdim. Daha kapsamlı, objektif bir rapor olsa ona biz de destek verelim. Konsey üyeliğinin amacı, birbirimizin tecrübelerinden faydalanmak ve Avrupa Konseyi İnsan hakları standardını tüm üye ülkelerde sağlamak. Eksikler olabilir, bunların rahatlıkla ve objektif olarak görüşülüyor olması lazım. Ancak taraflı, eksik ve yanlış raporlar olunca bunun faydası değil tam tersine zararı oluyor. Ben muhalefet milletvekillerinin tutumlarını yadırgıyorum." şeklinde değerlendirdi.