'Şehidimi göstermediler, ihmal var ve ortaya çıkarılmıyorsa hakkımı helal etmem'

Suriye tarafından düşürülen Türk keşif uçağında şehit düşen Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan’ın babası Ali Ertan, olay sonrası oğlunun naaşının ısrarlarına rağmen gösterilmediğini, otopsi raporunun da yazılı ve sözlü taleplerine rağmen kendilerine verilmediğini söyledi. Şehit babası Ali Ertan, "Eğer oğlumun vefatında bir kusur varsa, açığa çıkmıyorsa, 'hakkımı helal etmiyorum. Bu tarafta olmasa öbür tarafta hakkımı alırım. Bu olayın üzerine kapatan bu dünya da olmasa da öbür dünya da cezasını çeker.” dedi. Ali Ertan, olay sonrasında oğlunun görev yaptığı filonun komutanı başta olmak üzere, tüm ekibin görev yerinin değiştirildiğini de iddia etti.

Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan'ın babası Ali Ertan da Malatya Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne giderek soruşturmaya müdahil oldu. Türk Hava Kuvvetleri'ne ait RF-4E keşif uçağının üzerinden 6 ay geçmesine rağmen kendilerine herhangi net bir bilgi verilmediğini belirten Ertan, bunun için Terörle Mücadele Kanunu 10. Maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturmaya müdahil olduklarını söyledi.

Kaza ile ilgili bir sürü şüphe olduğunu savunan Ertan, “Uçak niye tek başına savaş halindeki ülke sınırlarına gitti? Düşen bir uçakta bir insanın, pilotun vücudunu sağlam bulmak mümkün değildir. Bizimkilerin vücutları sağlammış diyorlar. Botları ve kaskları bulundu. Bunların uçaktan çıkması imkansız deniyor. Bize naaşları da göstermediler. Ben ve eşim görmedik. Görmek istedik, göstermediler. İnsan ne olursa olsun, evladını, görmek istiyor. Türk Hava Kuvvetleri’nden denizden Nautilius ile çıkarılırken ki fotoğraflarını istedim. Onlarda gelmedi. Otopsi raporunu da vermediler, fotoğrafları da. Askeri savcılığa iadeli taahhütlü yazdım. 10-15 gün oldu yine cevap gelmedi” diye konuştu.

Kazayla ilgili hazırlanan kaza kırım raporunda ‘füze uçağa isabet etmedi, uçağın sol arkasında havada infilak etti, basınçla birlikte pilotlar sert manevra halindeki uçağın kontrolünü kaybetti’ ifadelerini anımsatan Ertan, uçaklarda bulunan donanımların bu raporu desteklemediğini vurguladı. Ertan, “ ‘Uçağın arkasındaki patlamayla pilotların şoka girdiği’ iddiasını inandırıcı bulmuyorum. Çünkü onlar seçilerek o göreve getiriliyorlar. Her türlü sağlık kontrolü yapılıyor.” dedi.
Soruşturmayı takip etmek için bir avukat tutmadığını anlatan Ertan, “Bu olay sadece beni ilgilendirmiyor. Türk toplumunun bunun takipçisi olması gerekiyor. Eğer olayda ihmali olan varsa, usulsüzlük varsa devletin bunu açığa çıkarması gerekiyor. Barolar bunu takip etmeli. Önce Allah’a, adalete, 74 milyonluk Türkiye insanına, Cumhurbaşkanına, Genelkurmay Başkanı'na, barolara güveniyorum. Eğer oğlumun vefatında bir kusur varsa, açığa çıkmıyorsa, öbür tarafta hakkımı alırım. 'Hakkımı helal etmiyorum' Mahşerde hakkımı alırım. Üstünü kapatan da orada cezasını alır.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e olayı Devlet Denetleme Kurumu’nun araştırması için yazıyla ricada bulunduğunu dile getiren Ertan, Cumhurbaşkanı Gül’ün de kendisi ile çok ilgilendiğini telefon açtığını, mahkeme sürecinin başladığını anımsattığını aktardı.

Medyada zaman zaman söylemediği cümlelerin kendi ağzından yazılmasına sitem eden Ertan, olay üzerinden hiçbir kurumun haksız yere eleştirilmesinin de doğru olmadığını ifade etti.

Uçak kazasının ardından oğlunun görev yaptığı üsdeki görevlilerin başka yerlere atandığını söyleyen Ertan, “Otopsi yapan savcılar gitti. Olaydan sonra oğlumun görev yaptığı üsteki görevliler başka yerlere tayin edildi. Filo komutanı hemen gitti. Aklıma şu geliyor. Acaba bunlar bir hata mı yaptı da hemen birden bire filo tamamen değişti. Hiçbir olay olmamış gibi sistem devam ediyor. Bir de olaydan bir gün önce aynı noktaya hem keşif uçağı gidiyor hem de savaş uçağı. Ancak uçağın düşürüldüğü gün sadece tek başına keşif uçağı gönderiliyor. Neden böyle yapıldı? Bu olayla ilgili kafalarda soru işaretlerini de devletin kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Çeşitli yazışmalarla otopsi raporunu istedim. Yani sadece göreyim dedim. Olay nasıl olmuş bileyim dedim. Basına veya başka bir yere vermek için istemedim. Bilmek için.” şeklinde konuştu.